Bugün
resmen karikatürdeki adamın durumundayım. Çalışsan olmuyor, çalışmasan olmaz. Kafayı yemeye az kaldı.
Sipariş verdiğimiz ürünler gelmez, gelen ürünü usta gerizekalısı beğenmez. En son ustayı fırçalayacağım ya hayırlısı. Adam bildiğin egosunu tatmin ediyor manyak herif.
Sabah sabah Elif'le kapıştık. Ama ne kapışmak. Neymiş bilgisayarcı gelmiş geçtiğimiz günlerde, bana söylemeyi unutmuş, virüs programı benim bilgisayarımdan silinmiş tutanak tutacaklarmış. Benim bir şey silmediğimi, kaldı ki bunca senelik çalışma hayatımda virüs programı aldırıncaya kadar göbeğimin çatladığını ve para verilen bir ürünü neden sileceğimi sordum. Sonra onlar bilgisayarcı ile ben yokken virüs programını yükleme cd aramış, bulamamışlar. Bana verdiğini, bana niye sormadığını sordum. Bu tarz şeylerin yeri olduğunu ve bana neden vereceğini söyledi. Bir yıllık lisans süresi dolduğunda hatırlatma için bana verdiğini söyledim. Verdin, vermedim, aldın, almadın derken "evet ben sildim programı" deyip odadan dışarı çıktım. Bir süre gelmedim ve döndüğümde patron çocuğu ile konuşmasını, benim artık tahammülümün kalmadığını, bundan sonra çalışmayacağımı ve yerime başkasını bulmalarını söyledim. Bir gün önceki çek mevzusu falan derken, artık Allah ne verdiyse söyledim. Bir yandan da sinirlerim çok bozuk ağlıyorum. Elif'i ilk kez bu kadar duygusal gördüm. O da bana sarılıp ağlamaya başladı. Beni suçlamadığını, sadece bana laf gelmemesi için çaba gösterdiğini söyledi. Bende bir şey söylediğimde verdiği tepkilere ya da ben yalan söylüyormuşum gibi muamele yapmasına ve onu kırmamak adına cevap vermediğimi ama artık yorulduğumu anlattım.
Sanırım böyle bir kavgaya ihtiyaç varmış. Bayağı konuştuk. Kendisinin de halen daha hatalar yaptığından, artık belki de bıkkınlık nedeniyle unuttuğu ve bazı şeyleri hatırlamadığını söyledi. Bende bu durumlarda kendimi zan altında hissettiğimi, çok bunaldığımı, her defasında kendimi açıklamaktan yorulduğumu, kırmamak adına çok fazla direndiğimi söyledim. Bir saate yakın konuşmamız sonucunda kendisine aldırmamamı, bazen ters davranışlarda bulunduğunu ve artık yıldığı, bunaldığı, işlerden fenalık geldiği için böyle şeylerin olabileceğini söyledi. Ancak bu benim için yeterli bir açıklama değildi. Sonuçta benim çalışma stilimi biliyorsan beni savunman lazım. Kaç yıllık dostum diyorsun ya bana o zaman ona göre davranacaksın. Kusura bakma ama benim için bu açıklamalarının bir anlamı yok. Kendini aklamaya çalışırken batıyorsun.
Çek mevzusu ile ilgili büyük patrona gidip, çekin onda olup olmadığını sormak ve sonrasında da fırça yemek bana pek de mantıklı gelmedi. Açıkçası senin adına üzüldüğümü de söyleyemem. Kendi göbeğini, kendin kesmeye çalışırken daha çok dibe sürükleniyorsun. Farkında mısın? Üstelik kendini büyük patrona da oldukça okkalı şekilde rezil ediyorsun. Umurumda mı? zerre kadar değil. Sen "her şeyi ben yaparım" modunda gezersen kusura bakma ama bir yerden sonra fazlasıyla yanılırsın. Benim derdim sana yardımcı olmak, ayağını kaydırmak değil. Ama sen bunu da anlayamıyorsun ne yazık ki. Benden başkası olsa, seni bu kadar da idare etmez. Bunca yıllık dostluğumuzun, arkadaşlığımızın hatırı için sana katlanıyorum, kırmamaya çalışıyorum. Ama bunu yıkmak için neredeyse özel bir çaba harcıyorsun, yapma. Yoksa ben çeker giderim, yeni gelen kişiye işi öğretene kadar daha çok saç, baş yolarsın. Daha çok hata yaparsın. Ve o saatten sonra dönüp bakmam bile.
Bir yerden sonra ben kendi ailemi silmişim, seni mi silemeyeceğim? Pehhh.
Sanırım böyle bir kavgaya ihtiyaç varmış. Bayağı konuştuk. Kendisinin de halen daha hatalar yaptığından, artık belki de bıkkınlık nedeniyle unuttuğu ve bazı şeyleri hatırlamadığını söyledi. Bende bu durumlarda kendimi zan altında hissettiğimi, çok bunaldığımı, her defasında kendimi açıklamaktan yorulduğumu, kırmamak adına çok fazla direndiğimi söyledim. Bir saate yakın konuşmamız sonucunda kendisine aldırmamamı, bazen ters davranışlarda bulunduğunu ve artık yıldığı, bunaldığı, işlerden fenalık geldiği için böyle şeylerin olabileceğini söyledi. Ancak bu benim için yeterli bir açıklama değildi. Sonuçta benim çalışma stilimi biliyorsan beni savunman lazım. Kaç yıllık dostum diyorsun ya bana o zaman ona göre davranacaksın. Kusura bakma ama benim için bu açıklamalarının bir anlamı yok. Kendini aklamaya çalışırken batıyorsun.
Çek mevzusu ile ilgili büyük patrona gidip, çekin onda olup olmadığını sormak ve sonrasında da fırça yemek bana pek de mantıklı gelmedi. Açıkçası senin adına üzüldüğümü de söyleyemem. Kendi göbeğini, kendin kesmeye çalışırken daha çok dibe sürükleniyorsun. Farkında mısın? Üstelik kendini büyük patrona da oldukça okkalı şekilde rezil ediyorsun. Umurumda mı? zerre kadar değil. Sen "her şeyi ben yaparım" modunda gezersen kusura bakma ama bir yerden sonra fazlasıyla yanılırsın. Benim derdim sana yardımcı olmak, ayağını kaydırmak değil. Ama sen bunu da anlayamıyorsun ne yazık ki. Benden başkası olsa, seni bu kadar da idare etmez. Bunca yıllık dostluğumuzun, arkadaşlığımızın hatırı için sana katlanıyorum, kırmamaya çalışıyorum. Ama bunu yıkmak için neredeyse özel bir çaba harcıyorsun, yapma. Yoksa ben çeker giderim, yeni gelen kişiye işi öğretene kadar daha çok saç, baş yolarsın. Daha çok hata yaparsın. Ve o saatten sonra dönüp bakmam bile.
Bir yerden sonra ben kendi ailemi silmişim, seni mi silemeyeceğim? Pehhh.
Yorumlar
Yorum Gönder